1947/48 ders yılında Galatasaray lisesine başladım. Lisenin”GRAND-KUR” dediğimiz futbol sahası vardır. Saat 15.30 dan sonraki tenefüslerde sınıflar arası çok iddialı maçlar yapılır.Orta 3. sınıf maçlarında sağlam yapılı, boylu-poslu bir santrafor herkesin dikkatini çekerdi.Turgay-Turgay diye tezahürat yapılan bu genç şut çektiği zaman kimsenin önünde durma şansı olmazdı. Mehmet ağabeyimin sınıf arkadaşı idi.Turgay daha 8.sınıfta okul takımında santrafor oynuyordu ki, GS nin eski futbolcusu, beden eğitimi hocamız, M.Ali Gültekin onun kaleciliğini keşfetti. Grand-Kur’un duvarına3 metremesafede ters duran Turgay’a duvara çarptırıp sert şutlar atarak refleksini kuvvetlendirdi. Turgay lisede okul takımının ve GS’nin kalecisi, sonra da 1950 de milli takım kalecisi oldu.1951 de “Berlin Panteri” lâkabını da Almanların çok yakından çektikleri sert şutları orada kazandığı refleksle kurtararak, futbolda söz sahibi oldukları zaman, Almanları 2-1 yendiğimiz maçta kazandı.Turgay, iyi sporculuğu yanında, çok efendi; büyük-küçük tanıyan, elinde olanı, olmayana dağıtan bir kişiliğe sahipti. Onların zamanında şimdiki gibi futbolculara milyon euro’lar akmazdı. Futbolu bıraktıkları zaman jübile yapılır, masraflar çıktıktan sonra ne kalırsa verilirdi.Turgay yanlış hatırlamıyorsam, 500 bin lira almıştı. Fiili sporculuğundan sonra da GS’yı bırakmadı. Ruhu şad olsun.
Kalın sağlıcakla Osman ŞAPCI
