Akşam Babacan Otelin de geçirilen gecenin sabahında Çarşamba pazarı günü artık başlardı. Yorucu bir gün nedeniyle erken yatılan akşamın sabahında herkes tezgahının başına koşturmaya başlardı. Köylüler, kasaba sakinleri, tezgahların başına gelmeye başlamadan herşeyin hazırlanması gerekirdi.
Seyyar pazarcıların yaşamları böyleydi; her gün başka bir yer, başka insanlar. Gerçi Dişçi Selahattin’in , yeri yurdu belli olduğundan fazla bir hazırlığa gerek duyulmazdı. Yıllardır Mustafa Doğan sokaktaki- Niyazi Demirhan’ın kiracısıydılar. Aslında kiracıdan öte Niyazi nin dostlarıydılar artık. Çoğu öğlen onları sofralarına davet ederlerdi. Niyazi nin Hanımı da Selahattinin çıraklarını kendi çocukları gibi davranırdı. Fırsat buldukça, onları da sofralarına davet ederdi.
Dişçi Selahattin İnegöl de Kaymakam olan Ali İhsan Ünal la ailece görüşüyorlardı. 1960 İhtilalinden sonra İnegöl Kaymakamının tayini 03 Ağustos 1960 ta İznik e çıkınca sevindiler. 28. Mart 1961 tarihine kadar kaldığı İznik te 1960 İhtilali koşullarında görev yaparken de görüşmelerini sürdürdüler.
Hatta Çarşamba günleri Kaymakam, Dişci Selahattin in dükkanına da zaman zaman uğradığı olurdu. Geldiğinde ise dükkan sahibi Niyazi Demirhan, öğle yemeğinde evlerinde onları ağırlardı
Selahattin’in çırakları, malzeme çantalarını ve geçen haftalardan ölçüsü alınmış damakları alarak Mustafa Doğan sokakta dükkanlarının olduğu Konak Meydanına yönelirlerdi.
Köşe başındaki dükkanın kapısı açılır tabela asılır, malzemelerde yerlerine yerleştirilirdi. Tabiki tabelede dişçi yazmazdı. Berber/sünnetçi.
Daha evvel siparişi alınmış damaklar denenir sorun olursa bir dahaki haftaya kalırdı. Bu arada yeniler ölçüler de alınırdı. Tabi bu arada çekimler sürerdi. Ağlamalar, feryatlar, sıkılan yüzler hepsi akşama kadar devam ederdi.
Akşama doğru artık el ayak çekilmeye başlanır. İsmet- Yılmaz Girgin kardeşler malzemeleri toplar. Selahattin’de dükkan sahibi Niyazi ile sohbete devam ederdi. Ya da çarşıda İznikli dostlarına uğrar alış veriş yapar sonra da Bekirin kahvesinde çırakları beklerdi.
Çıraklar malzemeleri toplar, etrafı silip süpürür tabeleyi kaldırır ve dükkanı kaparlar haftaya çarşambaya kadar. Malzemelerle birlikte otele doğru yürürlerdiler. Bu arada kamyon diğer pazarcıları yüklerini almış olurdu otelin önüne gelinceye kadar. Pazarcıların bir kısmı zaten başka vasıta ile giderken çıraklar kamyonun üstünde İnegöl’e dönerlerdi
Bazen köylere de çıktıkları olurdu. Orada ki tanıdıkları vasıtasıyla.. Köyden çağırdıklarında oralara da gidilirdi. Daha evvel den ayarlanan bir Jeeple Selahattin bir çırağınla beraber giderdi .Bazende çıraklarından usta olanı yalnız gönderdiği de olurdu. Burada da çekim yaplır yada damak takılır,kalıbı alınırdı. Bunlardan biri de Müşküre Köy meydanında dükkanı olan Berber Bekar Ahmet . Onun dükkanında diş çekimi , damak kalıbı alınır takılırdı. Köy meydanına erkeklerin arasına gelmek istemeyen kadınlar için evlere bile gidildiği bile olurdu.
Eğer arabanın İngöl’e kalkmasına vakit varsa tüm pazarcılar gibi onlar da çarşıda bir tur atarlardı. Bazen mevsime göre sazan balığı ya da Müşküle Üzümü aldıktan sonra da belediye bahçesinde havuz başında biraz keyif yaparlardı. İnegöl’e dönüş vakti geldiğinde, gelecek Çarşamba pazarına kadar İznik’e veda edilirdi…