İznik gerçekten çok güzel bir yer.
Yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada tatil yapma formu çok büyük boyutlarda değişmekte.
Eskiden akla yalnızca deniz gelmekte iken bugün insan çok başka ve çok çeşitli yollar ile tatil yapma fikri üstünde düşünmekte.
Yurt içinde çok değişik yerler ve oralara has bir takım özel güzellikler var.
Bunu gastronomiden alın, farklı inanç ve kültür merkezlerini ziyaret, yaylalar ve oralardaki küçük oteller, daha ötesi bir takım şelaleler.
Dağcılık, trekking yeni yürüyüş yolları ve bu yollar, güzergahlar üstünde inanılmaz güzellikler.
Mesela son günlerde gündeme gelen Likya yolu.
Bu bir çok kimsenin ilgisini çekiyor, merakın kamçılıyor.
Türkiye’ye özgü bir takım seyir yerleri, seyir teraslarının bulunduğu yerler var.
Bunlardan birini Yedigöller/Bolu seyir yerini yazacağım.
Yurdumuzun çok güzel, şahane yerleri var. Ve bu yerler zaman zaman gazetelerin seyahat sayfalarında da yer almakta ve tafsilatlı bilgiler vermektedir.
İznik’te de çok güzel yürüyüş rotaları vardır. Ve meraklıları bu yolları bilmektedir. Zaman zaman İznik’e geldiklerinde de o yollarda birkaç kişi ile birlikte yürüyüş yapmaktadırlar.
Öte yandan yine İznik’te bir takım yerlerde kanyonlar, şelalelerin olduğu pekte ünlü yerler vardır.
Sansarak Kanyonu, Tacir Kanyonu gibi.
Ve buralara daha çok dışarıdan gelen kimseler gitmekte ve bu güzel yerlerin keyfini çıkarmaya çalışmaktadır.
İznik gerçekten çok güzel bir yer. İskender’in komutanlarından birinin eşi adına kurulmuş bir kent.
Uzun yıllar çok parlak dönemler yaşamış. Osmanlılar devrinde birçok medresenin ve birçok ilim adamının yer tuttuğu bir kent burası.
Hıristiyan dünyası içinde dikkate değer bir yer. İki konsül burada yapılıyor. Biri Senato, diğeri de bugünkü Ayasofya Camii olarak bilinen yerde. M.S. 325 yılında.
Roma İmparatoru’nun Tiyatro’nun açılışı için geldiği yer burası.
Büyük bilgeler Eşref Rumi, Şeyh Kubbettin, Davudi Kayseri gibi kimselerin etrafa ışık saçtığı ve bir çok yığınları aydınlattığı, anıldığı isimler bunlar.
Spor eğitmeni olan oğlum, ben ve birkaç arkadaş Tacir Kanyonuna gideceklerini kararlaştırdılar.
Gayet güzel köyler ve nefis manzaralar eşliğinde Tacir Kanyonu’na yakın bir yere araba park edildi.
Park yerinin biraz ilerisinde çok enfes bir köprü yer alıyor. Adı kimin aklına geldi ise çok ünlü bir kimsenin adını taşıyor. Veysel Karani Köprüsü.
Biraz yürüyünce sağ tarafta akan su üstüne kurulu masa etrafında toplanmış aileler ve insanlar.
Bir yandan bir şeyler getirmişler yanlarında onları yiyorlar ve öte yandan gülen yüzlerinden, gülüşlerinden belli ki güzel güzel sohbet ediyorlar.
Dikkat ettim bu türden sandalyelerini suyun içine koyup karşılıklı sohbet eden insanlar çok. Belli ki bu orada özel bir zevk ve keyif.
Herkes farklı şeylerden zevk alabiliyor. Ama güzel güzel sohbet etmek güzel bir şey.
Psikologlar 10 Km içinde rahat rahat sohbet edebileceğiniz insanlar olmalı diyorlar.
Bu insanların üstündeki stresin baskısını hafifletir.
Şelalenin altında güzel bir yol var.
Yine gölün kıyısında masa ve sandalyeler etrafında toplanmış insanlar. Bu insanı dinlendirir.
Temiz bir su. Ne yazık ki artık insanlarımız temiz suya çok uzak ve hasretler.
Şelalenin boşaldığı yere çıkıp resim çektirenler.
Yüzenler.
İki tramplen var. Ve oradan suya atlayan insanlar.
Çok güzel yüzdüğüm halde suya giremedim.
Arkadaşlar Erdoğan abi ayaklarını suya sok bari dediler. Paçaları sıvadım, ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkarıp bir taşa oturup ayaklarımı suya bıraktım.
Yanında içecekleri getirip soğusun diye suya bırakan, su içinde masa kurup sohbet eden insanlar bana öyle geliyor ki kısa bir süre içinde olsa başka bir dünyanın düşü ile gündelik yaşamın ve dünyada yaşanan sıkıntılardan uzak kalmak sureti ile bu güzelim dünyanın tadına varmaya çalışıyorlardı.
İznik’te bu tür yerler çok. Bunları daha büyük ölçüde tanıtmanın yollarını arayıp bulmalıyız.
İznik bu bakımdan çok zengin.
Ve sakin kent. Bu kavram kent yaşamına yeni giren bir kavram. Gündelik yaşamın hızlı akmadığı ve insanların daha rahat ve gerginlikten uzak yaşayabilecekleri bir yer.
Aman kıymetini bilelim.
