Dublaj yapmak ne demek? Ekran da gördüğünüz karakteri sesinizle oynamak, onu yaşamak, sesinizle can vermek ve senkron sağlayıp gördüğünüz karakter ile sesiniz ile bir bütün haline gelebilmek. Tüm bunları yaparken istenilen sesin dışına da kesinlikle çıkılmaması da cabası. İşte o ses röportajları sayesinde sektörün tüm zorluklarına rağmen bizlere sesini ulaştırmayı başaranlardan bir tanesi de sevgili Melissa Menteşe. Öncelikle bu harika röportaj a geçmeden önce bizleri konuk ettikleri için sevgili Global Dubbing Center ailesine ve sevgili Mustafa Ağırman bey e sonsuz teşekkürlerimizi sunarım. Klasik bir cevap olacak belki ama seslendirme benim çocukluk hayallerimden biriydi. Ekonomi eğitimim üzerine Türk Müziği Yüksel Lisansı yaptım. Seslendirme öncesi, kimi zaman amatör, kimi zaman profesyonel oyunculuk deneyimlerim oldu. Bir müzisyen kimliğim de var. Senelerce canlı müzik yaptım. İlkokul çağlarımda tuttuğum günlükte ‘ileride yapmak istediğim şeyler’ diye bir sayfa var o listeye göre artık sıra seslendirmeye gelmişti. 2011 yılında çalıştığım Tülay Uyar müzik okulunda (Tülay Uyar da sayısız Disney projesinde hem vokal hem de dublaj kısmında görev almıştır) Şan dersi alan, diyalog kaydı haricinde işin vokal kısmında da harikalar yaratan bir isim elimden tuttu ve serüvenim başladı. Bu isim, benim için dublajın prensesi olan Aysun Topar’dır.
Sektöre girişim en köklü ve prestij sahibi stüdyolardan biri olan İmaj Stüdyoları’nda oldu. Kayıt izlemeye gittiğim gün asistanlardan biri işten ayrıldı ve ben de kendimi işinde çok iyi bir yönetmenin yardımcısı olarak buldum. Bu kadar iyi işler çıkaran ve titiz çalışan bir stüdyoda benim kadar yeni birine hemen rol verilmiyordu. Öncelikle birbirinden iyi konuşmacıları izledim, dinledim, onlarla sohbet ettim. Sonra da minik minik rollerle başladım konuşmaya. İlk işim, o zamanlar ülkemizde de popüler olan ‘Disney on Ice’ projelerinden birinde Külkedisi’nin kötü üvey kız kardeşlerinden birini konuşmak oldu. Stüdyoya gelen vizyon filmlerinin Rabarba kayıtlarına giriyor, dizilerde Kadın 1, Kız 2 gibi roller konuşuyordum. Yani adım adım ilerledim, doğrusu da bu bence. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama o zamanlardaki tecrübem henüz ‘en iyisi’ni yapmam için yeterli değildi. Amy Adams, Uma Thurman, Emrata, Alyson Hannigan, Cobie Smulders, Jennifer Lopez.. gibi isimleri konuştum. Leauge of Legends oyununda tatlış Gwen’e ses verdim. Diğer ses verdiğim bilinen yapımlardan bazılarıda şunlardır: Ajan – Rose Byrne, Akşam Güneşi – Bella Thorne, Aşk Limanı – Julianne Hough, Away – Vivian Wu, Barry Seal: Kaçakçı – Sarah Wright, Chosen – Caitlin Carmichael, Düzenbaz – Amy Adams, Faydasız ve Aptalca Bir Hareket – Elvy Yost, Jupiter’s Legacy – Tenika Davis, Kobra Takibi – Katrin Hess, Kod Adı: Angel – Piper Perabo, Mars’ta Kıyamet – Chloe Farnworth, Molly’ nin Oyunu – Linette Doherty, Rake – Pamela Adlon, Sev Yeter – Shruti Bapna, Seven Seconds – Nadia Alexander, Sky Rojo – Yany Prado, Son Darbe – Alexandra Dinu, Taksi Şöförü – Cybill Shepherd, The Good Doctor – Jasika Nicole, Uslu Çocuklar – Molly Gordon ve Vatansever – Mika Boorem seslendirmiş olduğum yapımlardan bazılarıdır.
Yaklaşık 12 senedir bu işin içindeyim ve kariyerimde bir TTS projesinde yer alma şansı da yakaladım. Kabaca açıklamam gerekirse metinleri benim sesime çeviren bir sistem bu. O yüzden bir çok tiktok, youtube videosunda, aplikasyonlarda, hatta hastane numaratöründe bile kendi sesime rastlayabiliyorum. Belki de en komiği geçen yaz annemlerin havuzunda güvenlik ve havuz kuralları ile alakalı anonsu dinlerken yaşadığım şok olabilir. Anonsu yapan benim sesimdi! Tabii ki kendi sesimi projelerde ya da sosyal hayatın içinde duymak hoşuma gidiyor. Hatta rastladığım zaman hep dinlerim ki nerede ne yapmışım göreyim, daha farklı yapabilir miydim diye kendimi eleştirebileyim. Beğenince de kendime bi aferin hediye etmeyi unutmuyorum tabii ki!
Her insan seslendirme yapamaz çünkü her insan bunun için gerekli olan kıstaslara sahip olamayabilir. Yetenek, motivasyon, süreklilik, disiplin.. gibi. Ama her ses tonu bu iş için kullanılabilir. Bazen ‘senin sesin çok güzel diyorlar, bu işi yapsam mı? Diyen arkadaşlar ile karşılaşıyoruz. Sesin illa ki güzel olmasına gerek yok ki! Nasıl sokağa çıktığımızda bir çok farklı ses tonu duyuyorsak bu iş için de yeri geldi mi tiz bir erkek sesi, çok kalın bir kadın sesi.. gerekiyor. Yani kısacası ses güzelliğinden çok ses ‘özel’liği daha önemli bence. Yeri gelmişken söylemek isterim bizim işimizi bazıları çok kolay bir işmiş gibi görüyor ama ciddi bir koordinasyon gerektiriyor. Düşünsenize bir odaya gidip oturuyorsunuz karşınızda bir ekran, kulağınızda yabancı bir dil ve görüntüye göre çoğu zaman uzun/kısa kalan bir metin ve oyuncunun nerede duraksayacağını, cümleyi nerede keseceğini, nerede nefes alacağını, nerede nasıl bir nida yapacağını bilmediğiniz sürpriz bir görüntü! Prova yok. Size giriş zamanı olan Time Code söyleniyor ve hop kayıt!
Maalesef bizim sektörümüz olaylardan, ekonomiden çok çabuk etkileniyor. Bir an gaza basıp son sürat ilerlerken bir anda ani fren yapmamız gerekebiliyor. Mesela eskiden Eylül’de canlanıp yazın duraksayan bir sektördü. Şimdi platformların, YouTube yayınlarının girişi ile biraz daha canlı. Fakat platformlarda da ekonomik kaygı kaynaklı bir dublaj durdurma/azaltma yönelimi oldu ne yazık ki. Kısacası ne zaman ne kadar para kazanacağımız bir bilinmez. Bu da ekonomik koşulları belli olan ülkemizde yaşamı biraz daha zor ve stresli yapıyor. Ama ekonomik kısım haricinde, artık sosyal mecralardan daha ulaşılabilir bir hale geldiğimiz için bizleri seven, destekleyen arkadaşların varlığı işimize olan inancımızın artmasına vesile oluyor.
Maalesef hayatın gerçeklerini yok saymamak lazım. Önce buişi yapmak isteyen arkadaşlarımız ekonomik kısımını düşünsünler derim. Öğrenme aşamasında ve ilk zamanlarda bu işten para kazanmak biraz güç. Ben en alttan başladım. Asistanlık yapıp çok iyi yönetmenler ve konuşmacılar ile çalıştım. Sonrasında yönetmenlik yaptım ve uzun bir süredir de aşklarımdan biri olan konuşmacılık tarafındayım. Seslendirme benim için bir iş değil beni besleyen bir kaynak gibi. Çok seviyorum, umarım uzun yıllar daha yaparım. Bu tutkuya siz de sahipseniz ve yeteneğiniz varsa, gelişime açıksanız neden olmasın? Deneyin!
Umarım gelecekte de genç kız rollerinin aranılan ismi olurum. Şaka bir yana şu anda kız/erkek çocuğu, genç kız, genç kadın rollerini konuşuyorum gelecekte de ses rengimin değişimine göre farklı roller konuşmaya başlayabilirim. Bunun haricinde ciddi bir emek ve zaman verdim bu işe. Mesleğimde olduğum yerden memnunum. Reklam, vizyon filmi, oyun, animasyon, belgesel, kitap ve tiyatro oyunu seslendirmesi, kurumsal ses, vokal, kişisel asistan programı.. gibi bir çok farklı farklı işte yer aldım. Çok sevdiğim projelerde çok sevdiğim aktrislere ses verdim. Şu an için hiç ‘keşke’m yok umarım gelecekte de olmaz. Bir de ilerleyen yollarda benim için dublajın kraliçesi olan Özden Ayyıldız gibi olabilmeyi çok isterim!