Bu hafta siz değerli okuyucularımız ile seslendirme sektöründeki çizgi film Dünyasına adım atacağız. 2000’li yıllarda doğmuşsanız şayet sevgili Fatih Özkul ‘un sesinden çizgi filmleri izleyip harika bir çocukluk geçirmişsinizdir demektir. Sevgili Fatih Özkul Ben10, Generetor Rex ve son yıllarda Sünger Bob Dizilerine ses veren sektördeki en iyi çizgi film seslendirenlerden bir tanesi olmak ile beraber bugün bile pek çok insanın sıkılmadan tekrar ve tekrar izleyebileceği How i Met Your Mother adlı ünlü dizide TED karakterini Netflix de ve Barney karakterini ise Fox Lixe için konuştur. Bugünlerde pek çok popüler yapımda sesini duyduğumuz Fatih Özkul röportaj isteğimizi geri çevirmeyip, İznik Gazetesi ekibi olarak harika bir röportaj yapma şansını bize verdiği için kendisine sonsuz teşekkürlerimizi borç biliriz. Kendisine sorduğumuz sorular neticesinde; Seslendirme sektörüne nasıl başladı? Bu işi yapmak isteyenler ne yapabilir ve merak ettiğiniz tüm soruların cevapları bu röportajımızda. Siz değerli okuyucularımızı daha fazla heyecanlandırmadan röportaj’ geçmek istiyorum.
Seslendirme sektörüne kaç yılında ve nasıl başladınız?
2005 yılıydı sanırım. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitim almıştım. Orada rahmetli Attila Sarıkayalı hocam aktif dublaj yapıyordu. Onunla dublaj sohbeti yaparken yapmak istersen yardımcı olurum deyip, Kerem Kobanbay’ın telefonunu vermesiyle başladı maceram.
İlk ses verdiğiniz karakteri veya seslendirme hayatınız boyunca ses verdiğiniz kaç karakteri hatırlıyorsunuz?
İlk dublajım standart olarak rabarba ile başladı, filmin adını hatırlamıyorum ama bol çocuklu, deniz de yunuslarla yüzenlerin olduğu bir filmdi. Ama ilk başrolüm Kaplumbağalar da Uçar filmi indeki çocuktu. Genelde çizgi film olacak ama Ben10,Generetor Rex,son yıllarda Sünger Bob,Diziler:Lost:Charli-Hurley,How i met your mother TED-Barney,Squid game:Abdul Ali,LCDP:Rio, Shia LaBeouf, Ezra Miller, Miles Teller.
Peki kendi sesinizi sosyal mecralarda veya TV de duyunca nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Başlarda bende her seslendirme sanatçısı gibi yadırgıyordum ve bana sesim çok yabancı geliyordu. Artık zaman içerisinde ekrandan gelen sesime alıştım. Ama ilk dönemlerimde annemi ve babamı inandırmak için çok zorlanmıştım.
Her insan seslendirme yapabilir mi neler gerekiyor?
Evet yapabilir. Sesini doğru kullanması, duyduğunu yapabilmesi gerekir sesinin güzel olmasına gerek yok. Çünkü oynayan herkes çok güzel ya da yakışıklı değil. Önemli olan bu işi gerçekten yapmak isteyen ve mutlaka sabırla emek veren herkes yapabilir. Ama ya sürekli artık oldum dememek gerekiyor. Bu sektörde yıllarınız geçse bile sürekli çalışmak, sürekli kendinizi ısındırmak, egzersizler yapmak ve bırakmamak diyebilirim.
Son zamanlarda seslendirme sektörünü ve meslek hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Diğer sektörlerde olduğu gibi Dünya’nın biraz gerisinde görüyorum. Bu teknik ya da kalite anlamında değil; Sektöre verilen değer anlamında. Sendika çatısı altında Seslendirme Çalışma Grubu çabalarıyla artık birçok meseleye standart gelmiş durumda. Ama ne kadar sendika çatısı altında birleşilse de bu iş yetenek işidir ve bireysel harekete dayalıdır.
Seslendirme sanatçısı olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?
Öncelikle konservatuara girme ihtimalleri varsa onu değerlendirsinler. Eğitim alabilecekleri kurslar da var. Burada önemli olan ve dikkat edilmesi gereken tek şey hayal tüccarlarının eline düşmemeleri. Ama ne kadar eğitim alınırsa alınsın, stüdyo ortamında Usta isimleri birebir dinlemek kadar etkili bir eğitim olamaz.
Peki son olarak bu sektörde gelecekte kendi konumunuzu nasıl görüyorsunuz?
Bu iş pek emekli olunan bir iş değil. O yüzden gelecekte de kendimi yine mikrofonun başında görüyorum. Açıkcası kendimi yönetmen olarak hiç düşünmedim. Çünkü o kadar sabrım yok benim. Mesleğin geleceğini ise, gelişen teknoloji, yapay zeka sayesinde pek parlak görmüyorum. Biz bu işi yapan son jenerasyon olabiliriz belki de.
