Türk toplumunda Hak arama özellikleri pek yoktur. Neden yoktur? Bu konular araştırılmamıştır.
Oysa, taa orta Asya’dan bin yıl önce göç eden insanların “hak aramasının” olması gerekir.
Aynı şekilde “Direnme hakkının” daha çok olması gerekir. Sosyologların bu konuları araştırması ve ortaya koyması geleceğimiz için çok önemlidir.
Hak arama hakkı çok geniş kapsamlıdır. Bunu sadece mahkemelerde aramak yetmez. Zaten mahkemelerde yani yargı en son aşama olmalıdır. Pek çok sorun, yargıya taşınmadan çözümlenmelidir. Öyle olaylar yaşanır ki bunları yargı çözemez. Ama hak arama yolu ile pek çoğu çözülecektir. Hak arama da sulhta vardır, feragatta vardır, fedakarlıkta vardır.
Kısacası herkes, her toplum haklarını aramalı, istemeli ve almalıdır. Bu düşünce “hak” mevhumun temelini oluşturur. Hakkını aramazsan, o hakkı kaybedersin. Yani hak alınır, verilmez.
İznik için hak aramada geçmişten yaşanmış bir örnek verelim: Türkiye 3. Futbol ligindeyiz. İnegölspor da bizim grupta ve şampiyonluğa oynuyor. 1987 veya 88 olabilir, maç İnegöl’de. Saha, tedbirler, tribünler hepsi güzel. Maçın büyük kısmında İnegöl üstün oynuyor. Son dakikalara doğru kaptan İsmail bir kontra top alıyor ve götürüp golü atıyor, maçta İznik’in galibiyeti ile bitiyor. Herkes şokta, İnegöl’de deprem olmuş sanki. Stat boşalıyor, İznikspor konvoyu şehir içinden geçerken, taş, sopa, balkonlardan saksılar atılıyor. Ortam geriliyor. Hafta içi İnegöl, İznik ilçeler bazında gerginlikler yaşanıyor. Nerede ise iki ilçe savaş yapacak. İnegöl siyasileri meseleyi valiliğe taşıyorlar. Asılsız bilgiler ile vali Zekai beyi dolduruşa getiriyorlar. Vali beyde İznik kaymakamını “amigo kaymakam” sözleri ile hergün telefon açıp fırçalıyor. Kaymakam Keramettin Metin Köksal bu fırçalardan bunalmış, tedirgin olmuş. Çare için arkadaşlar beni öneriyorlar. “Vali bey ile Av. Şefik Akın’ın arası iyidir, o işi halleder” diyorlar. Kaymakam bey ile görüştük, sonra vilayetten randevu aldım, esnaf temsilcisi Zeki Özkan, genel meclis üyeleri Ali Karabacak, Rahmetli Necati Yılmaz, beraber vali beyi ziyaret ettik.
Hal, hatır, hoş sohbet derken vali bey açtı ağzını “Sabıka dosyanız burada” diye başladı. İznik’i epey fırçaladı. Baktım, İnegöllü arkadaşlar vali beyi epey şişirmişler. Konuşurken, sözünü kestim ve “yanılıyorsunuz” dedim. Vali bey durdu. Evet, bilerek ve düşünerek söylüyorum, yanılıyorsunuz dedim. Söz artık bende idi. Epey maç, tedbirler, sonuç hakkında konuştum. Sonra ne yapacaktık, şike yapıp maçı satsamı idik dedim.
Ardından “Vali bey, siz bugün valisiniz, yarın tayininiz çıkar ve emekli olursunuz(çünkü hep öyle söylerdi) ama İznik ile İnegöl Bursa’nın iki ilçesi. Bunları ayıramazsınız, emeklide edemezsiniz. Bu iki ilçe yine kardeş kardeş yaşayacak dedim.
Vali bey teşekkür etti, toplantı bitti. Alt katta daimi encümen odasında baktım, benim Adalet Partisinden, Erkek Lisesinden İnegöllü arkadaşlar var. Vali beyi dolguya getirenler bu arkadaşlardı. Tabii eski dostluklar, sevgi, arkadaşlık, sarmaş, dolaş olduk. Çaylar geldi, tatlı sohbet ve benden bir güzel fırça.
Bu bir hak arama yolu idi. Ve İznik-İnegöl arası maç kavgası bu şekilde tatlıya bağlandı.
Hak arama için İznikli çiftçiler “mazot” yürüyüşü yaptı. Organize çok zayıf olmasına rağmen olumlu bir gelişmedir. Daha da etkin girişimler olacaktır.
Zira hak alınır, verilmez. Kimseden hak beklemiyoruz ama hakkımızı almalıyız.
Hoşça kalın.