ÇALIKUŞU SEVDALAR “ÇALIKUŞU BİSMİLLAH DUASI”

0

Ve teyzemin kızının çalıkuşu öğretmen olma serüveninin başlangıç gününe; kendi çalıkuşu öğretmen olma serüveni anımı da araya ekleyerek devam etmek istiyorum. Zira Nesrin ablam ve ben sanki birebir birbirinin aynı bir yaşantının farklı izdüşüm anlarında birer tarihçi olarak; birbirini tamamlayan kıssalarda zamana izler bırakan toz pembe baharlar kelebeği düşler kelebeği gibiydik…
Bir farkla ki o erken geldi erken gitti. 1966 da doğdu. 1 Ekim 1996’da şehit edildi.
Ben 1977’de peygamberimiz doğum mevsimi Nisan ayında doğdum. 1996 da Anadolu Üniversitesi’ne tarih bölümü okumaya başladım. 2000 yılında teyzemin kızının şehadetinden 4 yıl sonra; tarih öğrenimimi tamamlayarak; çalıkuşu öğretmen olarak; Ağrı ili, Patnos ilçesinde; göreve başlayacağımı atama sonuçlarından öğrendim.
19 yaşındaki erkek kardeşimle Anadolu yollarına göreve hizmete adım attığım 23 yaşımın goncasında gül olduğum en taze baharlar zamanları…
Daha önce hiç bir namahremle konuşmamış; daha evvel tek bir yabancı göze bakmamış; varlığı kötülük ve haram tanımayan Çalıkuşu serçe kuşu ürkekliği ilk kanat çırpınışım zamanları…
Gonca bir gül…
Adı ismi gibi Hilali ay yıldız İlkay…
Ve Ağrı’ya 24 saatlik otobüs yolculuğundan sonra ulaşırlar erkek kardeşiyle birlikte…
Ağrı dağını görür uzaktan başı dumanlı ve karlı Ağrı Dağı…
Kar beyazı sinesi ve zirveleri ile ne kutludur Hira Dağı, Arafat Dağı yadigarı nurlar saçan sinesinin haktan topraklığı…
Acaba Nuh’un gemisi buraya mı demir atmıştı?
Acep tufandan kurtulanlar buradan mı çoğalmıştı inancı helale diye düşünür çalıkuşu güzellik…
Ve kime adres sormaya kalksalar; gelen geçen 25 30 kişi etraflarını sarar; hepsi yardımcı olmaya; adres tarifi vermeye birbiriyle yarışırlar…
Sanki hepsi de ateş böceği hilalin nuruna koşuşan ve uçuşan iman dolu sineler, sevda yüklü gül nebisi hürmeti yürekler misali ne iyi insanlar diye düşünür içinden çalıkuşu masumiyet…
İnsanlarını; doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ayrım yapmadan; Anadolu toprağının şehadet kanının ezanı islamın evladı; Anadolu mirası insanlık medeniyetinin hamurunun çocuğu diye çok seveceğim diye yemin içer kardeşliğe sahip çıkışa yürekler iyiliği çalıkuşu esenlik…
Ve bu insanların mı eli silah tuttu da benim ceylanlar masumiyeti ablamın üzerine başından topuğuna 5 kurşun yağdırdı; bu güzel insanlar nasıl merhametini yitirdi de öğretmen Nesrin ablamın melekler coşkusu saçan kuş cıvıltısı gülüşlerine kıydılar ve öğretmen katili adıyla damgalandılar diye yüreğinin acısına ahlarla yanar…
Ve ben çalıkuşu öğretmenim. İnsan ayrımı yapamam. Zor olanı başarmak mukaddes ve kıymettir.
İnsanların kinini sevgimle, düşmanlığını iyiliğimle, katilliğini dualarım ve kardeşliğe emeklerimle birbirine kin güden evlatlar değil; birbirinin sevgisine sahip çıkan kardeşlik dostluk, barış saçan yürekler sevgilere filizlendireceğim diye söz verir yaradana Ademi topraklığının şerefine sahip çıkacağına. Ayrımcılık ve kötülüğe değil; her renge yaşama hakkı tanıyan, yaradılış doğallığına ve yaşama hakkı özgürlüklerine sahip çıkacağına yemin içer…
Sevgimle ve emeğimle, ilmimle ve özveriyle; dualar ve yakarışlarla her öğrenciyi çocuğum bileceğim. Evlatlarımda toprak ayrımı yapmayacağım, renk birliği gökkuşağı güzelliği gözeteceğim der.
Sevgimle, inancımla besleyeceğim tüm evlatlarımı diye inancını en güzel adanış sözleriyle besler. Her filizi, her fidanı, her Anadolu çınarı fidesini kanım canım bileceğim; öğrencilerimle kavuşmanın, tanışmanın, kaynaşmanın heyecanıyla yanıp tutuşacağım evlatlarıma aşkı sevdalardan; içim içime sığmayacak sevgilerden diye ruhunu Ağrı Dağı’nın zirvelerinde gezdirir.
Şükre durur yaradana; çalıkuşu Öğretmen olduğu için…
Ve 630 okul içinde; 600 köy okulu; 30 u merkezdedir kura listesinde yer alan okullar…
Kura çekeceği zarflar arasında ismini çekeceği okulu bekler.
Ve en üstteki zarfı çekeceğim ya köy çıkarsa ben çok korkak bir çalıkuşu serçe yüreğiyim köyde korkarım köy okulu çıkarsa ne yaparım daha yabancı bir insanla dahi konuşmamış hep kitaplar arasında korunaklı geçmiş ömrü kendi korkusunu nasıl yener nasıl güvenliğinden varlığından korkmadan yaşar diye korkuyla titrer ama vatan Anadolu Öğretmenlik çalıkuşuluk sevdası vardır serde
Son üç zarf kalmış hala kendi ismi kura zarfını çekmeye okunmamıştır ve adı okunur İlkay Yılmaz
Spor salonunda kura çekilişi yapılmaktadır
Ve eli titreyerek en üsteki zarfı çekeceğim diye kalkar yerinden dua ile
Ve en üstteki zarfı çeker
Kerem Şahin ilköğretim okulu Ağrı Patnos ilçesi merkez
Havalara zıplamaya başlar kardeşinin yanına varıp ve merkez çıktı iç sesim üstteki zarfı çek diye fısıldadı saatlerce ve merkez okuluna çektim diye şükürle yerinde havalara zıplar
O gün öyle bir yağmur yağar ki sanki Nuh tufanı yağmuru gökler delinmiş gibi
Kardeşi akşam oldu sabah gidelim Patnos ilçesindeki okuluna der
Ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmur rahmetle çalıkuşunu Nuh tufanından kinden kavmiyetçilikten kuzeni ablası şehit öğretmen Nesrin Ünügürü öldüren terörist zihniyetin kininden yürekler kurtarmaya sevgiyle Anadoluya bağlamaya Nuhun gemisi olup çocuklarına eller vermeye gemiye inanca kardeşliğe hilali Anadoluya yürek taşımaya çalıkuşluğuna yola çıkacaktır
Patos çitos Patnos diye ilk kez duyduğu ilçe ismini ezberinde tutup unutmamaya zihninde tekrar ederken Nuhun gemisi çalıkuşu sevdasının ilk öğrencilere eller vereceği limanı Ağrı Patnos ilçesinde kerem Şahin ilköğretim okuludur
Ve sabah olur hava güneşli toprak mis gibi kokmaktadır
Yıllardan 2000 aylardan Ekim ya da kasım
Ve minibüse binerler
Şoför koltuğunun arkasına Kardeşi ile oturur
Ön koltukla pala bıyıklı iki tane adam
Kim olduklarını sorar kardeşine
Kardeşi ablam öğretmen olarak Patnosa atandı oraya gidiyoruz deyince
İki pala kara pala bıyıklı adam çalıkuşuna sorar
Öğretmen hanım nasıl buldunuz Ağrıyı beğendiniz mi memleketimizi deyince
Bir çalıkuşu düşünün
Daha önce Ankaranın doğusuna dahi hiç yolu düşmemiş
Daha önce hiç yabancı insanlarla konuşmamış
Üstelik pala kara bıyıklı kim olduklarını dahi bilmiyor üstelik ablası Diyarbakır’a şehit edileli 5 kurşunla toprağa kanını sereli daha 4 yıl olmuş
Ürkerek kardeşinin omzunun ardına yaslanarak yanıt verir kısık sesiyle
Şey der ne diyeceğini bilemeyerek insanları çok iyi herkes yardımcı olmaya çevremizi sardı bir adres soruyoruz 25 kişi birden bize yol tarif ediyor çok iyi kalpli insanlarınız var der çalıkuşu ve susar
O esnada arka koltukta oturan iki gençten yanıt gelir
Ne iyisi biz anadalıyız burada öğretmeniz kaç yıldır ve Urfanın insanı ağrının insanından daha iyi derler
O esnada iki pala kara bıyıklı ağrılı yolcu hiddetle öfkeyle çıkışarak insanlıklarına iyiliklerine laf söyleyen dekikanlı adanalı öğretmene kızmaya bağırmaya tepki vermeye başlarlar
Kürt şivesiyle sen hangi iyilikten bahsediyorsun Urfada kaç tane öğretmeni bayrak direğine öldürüp astılar biliyor musun Diyarbakır Hakkari Şırnakta kaç öğretmeni lojmanında taradılar kurşuna dizdiler haberin yok mu?
Sen gel bizim evimize biz sana senelerce yedirir içirir öğretmen diye bakar sever sayar el üstünde tutarız. Ağrımızda tek öğretmen şehit edilmedi öldürülmedi bugüne kadar. Sen Urfada kaç okul kundaklayıp yaktı pkk gözün kör mü kulağın sağır mı diye bağırıp çıkışmaya başladılar
Ve ben teyzemin kızının şehit düşen başını kanlar içindeki saçlarını üzerinde eşofmanları diğer üç öğretmen arkadaşı ile şehit edildiği görüntüleri televizyonda izlediğim dört yıl önceki 1996 yılı şehit öğretmen Nesrin ünügür ablamın Diyarbakır hantepedeki şehadet gününü o pazartesi gecesini hatırlayarak kalbimi bu acıya dayandırmaya sızlanırken öğretmenin aydınlığına sevgisine sıkılan kahpe terör kurşunlarının vatan hainliğine kan ağladım yüreğimle
Münibüse bir sessizlik çöktü
Adanalı öğretmenler gık diye ağzını açamadı iki Ağrılı pala kara bıyıklı kürt vatandaşa
Ve gerginlik had safhada iken
Kötülükleri yarıştırmanın bir kavmin bir şehrin iyiliğine çamur atmanın halkının kalbini nasıl öfkeyle doldurup doğru söz acı olunca insanları uzaklaştırıp kalpleri ayırdığına
Güzel söz tatlı şerbet olunca vatan sevdasını kalpleri birbirine kardeş ettiğine insanları birbirine sevdirip hürmet ve saygı saçtığına şahit oluyordum
Ve Patnosa girerken sol tarafa baktım yeşil fidanlar kavak ağaçları içinde bir kışla sağ tarafa baktım uzakta pembe dört katlı hayatımda gördüğüm en güzel okul silüeti karşımda ve okulun karşı yamacında Süphan karlı dağı kristal gibi karbeyazı parlıyor
Ve Mustafa dedim kardeşime şu okula baksana ne kadar güzel toz pembe rüyalarımdaki gibi ama nerde bende o şans şimdi tek katlı tezek kokan küçük bir okula çıkmıştır tayinim bu pembe okul devasa büyük ve ne kadar güzelmiş dedim hayran hayran okula bakarak
Ve münibüsten inerken o iki pala kara bıyıklı Patnoslu adam kardeşim ve bana güler yüzle öğretmen hanım hayırlı olsun göreviniz hoşgeldiniz sefalar getirdiniz başımızın üstünde yeriniz var biz öğretmenlerin kutsallığını biliriz çocuklarımızın eti sizin kemiği bizim dedi ve Adanalı öğretmenlere ters ters bakarak yürüyüp gittiler
Ve ben okulum hangisi diye taksiye bindiğimizde taksi gide gide gitti o pembe devasa o nerede bende şans dediğim o rüyalarımın toz pembe okulu bu dediğim okulun önünde durdu ve öğretmen hanım Kerem Şahin ilköğretim okulu burası tayininiz bu okula çıkmış hayırlı uğurlu olsun hoşgeldiniz çocuklarımıza öğretmen olmaya dedi
Ve taksiden indik ben kardeşimin boynuna sarıldım havalara uçuyorum nerede bende o şans diyordum Allah o şansı bana rüyalarımın toz pembe okulu diye lütfeyledi çalıkuşluğuma armağan eyledi diye kahkahalarla sevinç çığlıkları atıyor Allaha şükrediyorum
Dünya bankasının yaptırdığı daha ankarada büyük şehirlerde dahi bilgisayar yokken 50 bilgisayarı bilgisayar sınıfı konferans tiyatro spor salonu her öğrencinin kendine ait kız öğrencilere pembe erkek öğrencilere mavi öğrenci masası sandalyesi olan tam techizatlı bir okul
Güzel bakan göz güzel görür?
Tatlı konuşan dil sevgiler bahçesinden çiçek toplar
İyi kalple kalplere korka korka dahi olsa kötülüğü görmeyip iyiliğini güzelliğini yüzüne iltifatla söyleyen dil hep yürekler gönüller kazanır
Köprüler tatlı dille güler yüzle sevgiyle emekle kazanılır
Ve sen bir kavmin çocuğunun yüreğine sevgi ekersen o yürekler sana kin saçmaz sevgi besler ve öğretmen diye başına taç eder ve tüm şehir bir yürek olur saygıyla sevgiyle hürmetle çalıkuşluğunun önünde eğilir
Çalıkuşu iyilik eden İyilik bulur inandı
Kötüye dahi kin duymamak kalbini kırmamak iyiliğine güzelliğine hakaret etmemek insanlık ve Anadolu sevdası
Ve ben ilkay Yılmaz
Anadolunun sevdalısı çalıkuşu öğretmeni
Çok bildim çok konuştum hataydı
Çok bilip az konuşmak manaydı
Tatlı konuşmak gönle şifa dostluğa kardeşliğe köprü idi
Acı söz tepeden tırnağa doğru olsanda gönül yıkan kalp inciten köprü yıkan faciaydı
Çalıkuşu olmanın sırrı iyilik, güzellik, sevgi ve hep tatlı dilli güler yüzlü hep helal ve Kuranı ahlak imanı edebi münteha olmaktı
Ya hayr konuşmak ya susmak peygamberimiz sav öğüdü yüreklere şifaydı
La ilahe illallah Muhammeden Resulullah

Leave A Reply

Your email address will not be published.