Çevremizi tanıyalım diye bir program yapsak ben ilk sıraya Avdan tepesini koyarım. Neden?
1980 yılı yaz aylarında rahmetli Rafet Savaş ve rahmetli Hakkı Demir ile o tepeye tırmandık. Gerçekten insanın kendisini dahi oraya çıkarması zor ve yorucu.
Yeni Şerefiye köy yolu içindi galiba rahmetliler ile birlikte gitmiştik. Rafet ağabey Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü idi. Hakkı ağabey de Kaymakamlığın cipinin sürücüsü. O zamanlar makam arabaları cipti. Daha sonraki yıllar o cip emniyetin ilk aracı oldu, kaymakamlığa da binek araç tahsil edildi.
Avdan Tepesi İznik’i kuşbakışı gören en yüksek yer. Ve o tepenin üzerine buraları işgal edince bir adet top çıkarmışlar Yunanlılar ama nasıl? Anlatıldığına göre köyde kalan yaşlılara, kadınlara, kızlara baskı, eziyet edilerek top oraya çıkarttırılmış. Yani Yunan’ın insanımıza yaptığı büyük eziyetlerden biri.
Tepenin özelliği top için bir korugan yapılmış, üzeri beton ile örtülmüş, biri Geyve tarafına, biri Bilecik tarafına birde giriş tarafı yani İznik tarafına dönebilen bir top. Buradan her üç tarafa top ile atış yapılırmış. İznik köyleri hep bu top atışından zarar görürmüş. Birde halk bilmediğinden “Yahu bu Yunan’ın ne çok topu var, her tarafa atıyor.” Derlermiş.
İznik’in işgalinin bitiminden sonra bu topun ne olduğunun bilgisini edinemedim.
Ancak orası halen boş korugandır. Ama oradan Geyve’yi, Pamukova’yı, Bilecik’i, Gülümbe rampalarını, Yenişehir’i tabi İznik’i ve İznik Gölünü seyredebilirsiniz. Göl öyle buradan baktığımız kadar büyük değil, dağların arasında kalmış çanak gibi bir kase gibi su birikintisi görünüşünde.
Oradan gölü ve çevreyi seyretmek muhteşem bir şey.
Herkesin görmesinde yarar var, tavsiye ederim.
Yine o yıllarda belki bir sene sonra bu kez de bir dava için Elmalı-Sansarak arasında kalan halkın Kel Tepe dediği, haritalarda Ziraat Tepesi denilen tepeye çıktık mahkeme heyeti ile birlikte.
Oradan İznik ve çevresi ve İznik gölünün görünümü bir başka güzeldi.
Diğer bir tepe de Orhaniye’den kuzeye çıkacaksın. Sarıağıl tarafından Pilavtepe denilen yerdir. Ancak bu tepeye çıkmak nasip olmadı.
Bizler özellikle İznikliler hep dar alanda yada kendi yakın çevremiz içinde kalmışızdır. Bu doğru değil. Yaşadığımız köyün, mahallenin, ilçenin, ilin hatta Marmara dahil tüm Türkiye’nin gezilip görülmesi gereken o kadar çok yeri var ki buraları görmeden Türkiye için ahkam kesmek çok yanlıştır. Belki Dünya’da yada yut dışında var olanları göremeyiz amma ülkemizi çok yakından tanımalıyız, bilmeliyiz. Bursa Erkek Lisesi’nde iken coğrafya hocamız Haili Bey namı değer “İmam” çantanıza bir havlu, bir yastık kılıfı, bir çarşaf, bir pike alın ucuz otellerde Türkiye’yi dolaşın derdi.
Böylesine vatan sevgisi ile dolu insanları rahmetle anıyoruz. Evet Türkiye yedi iklim, dört bucak her şeyi ile Dünya’da eşi emsali bulunamayan bir ülkedir. Bunu bilelim ve imkanlarımız nispetinde en yakın yerlerden çevremizi tanıyalım.
O zaman Türkiye daha bir güzel olacaktır.
Hoşça kalın