Çok yüzeysel ve sıg bir yaklaşımdır. Hayat yani yaşam, organizmaların biyolojik süreçlerini gösterdiği bir evredir. Dönüşüm ya da kimyasal reaksiyonlarla biten başka olaylar gibi bazı biyolojik süreçler gösteren organizmaların aslında bir özelliğidir. Çünkü organik maddeler, üreme ve gelişme yeteneklerine sahiptir. İnsan da bu yeteneklere sahip olan bir varlıktır.
Hayat süreci doğum ile başlar ve ölüm ile son bulur. Hayatın anlamı, hayatın sadece biyolojik bir süreç olmadığını, hayatın derinliğini çözmek ve hayatı anlamlandırmak için filozoflar da çeşit çeşit düşünceler ve teoriler ortaya koymuşlardır. Gerçekten insan bu dünyaya neden gelmiştir ve amacı nedir? Bu sorunun cevabını araştırdım. Eflatun yani Platon’a göre “yl idea” gerçektir. Yani hayatın anlamı ve asıl amacı bilginin en yüksek şekline ulaşmaktır.
Diğer yandan Aristo hayatın asıl amacını insanın ” iyi olmak” hedefine ulaşmak şeklinde açıklar. Hedonizm ise, hayatın anlamını ve amacını “en yüksek seviyede zevk almak ve hemen şimdi zevk formülünü benimsenir. Aristippus bu düşüncenin en önemli önderidir ve insanın keyfinin, zevkinin acısının daha üstünde olması gerektiğini savunur.
Her insanın kendine göre bir yaşama veya bir amacı vardır. Belli başlı hedefler ve planlar üzerinde çalışmalar yaparak hayatlarımızı devam ettirme gayretindeyiz. Çoğu zaman bazı hedeflediğimiz şeylere ulaşamasak bile tekrar tekrar deneyip oluncaya kadar pes etmeden sonuna kadar gayret ve azim ile çalışkan insanlar olduğumuz için hayatın ne kadar hızlı geçtiğinin farkına bile varamıyoruz.
Hedeflerimizin ve amaçlarımızın doğrultusunda ilerlerken çoğu zaman hayattan kopuyor ve sadece hedeflerimize odaklandığımız için kendimize ve ailemize zaman ayıramıyoruz ve belli bir yerden sonra ulaşmak istediğimiz hedeflere ulaşamayınca hüsrana uğruyoruz. Sanki sadece o hedefimize ulaşabilirsek mutlu olabileceğimizi varsayıp duruyoruz çoğu zaman. Aslında mutluluk sadece iyi ve sıcak bir aile, kendini huzurlu hissettiren bir iş veya birkaç samimi olduğun arkadaşlarınla iyi vakit geçirerek elde edebileceğimiz şey değil miydi?
Çoğu insan iyi bir gelecek ve iyi bir iş ister. Bazılarıysa patron olmakta ister. Aslında herkesin düşüncesi hemen hemen aynıdır. Patron olabilmek. Kimseye muhtaç olmadan kendi işini yapıp çok kazanıp iyi bir hayat statüsünde yaşabilmek ister. Lakin herkesin patron veya çok zengin bir insan olamayacağı da hayatın acı bir gerçeği olsa gerek. Kimi insan özellikle de genç nesil daha yolun başındayken iyi ve son derece pahalı son model bir telefon, araba olarak şahin veya Şahin gibi araba modellerinden başlayarak daha iyi bir araba model alana kadar var olan tüm gücüyle çalışır.
İyi veya kötü bir şekilde istediğimiz şeyleri elde edince yerimizde duramıyoruz maalesef. İster açgözlülük deyin isterseniz de yaşadığı hayatı beğenmemek ve daha iyi olabilmesi konusunda çok uğraşan bir insan olarak yargılayın. Çoğu insan mutluluğu daha iyi bir araba almakta veya daha iyi bir son model telefonda arar, Bunları alabilmek için didinerek çalıştıktan sonra elde eder ve tam mutlu olacağım derken bir model üstü çıkar ve hadi bakalım sar başa. Bu bir şeyleri elde etme silsilesi sürer gider. Aslında mutluluğu küçük şeylerde de bulabileceğimizi ne ara unuttuk ki biz?
Bir sonra ki köşe yazıma dek esen kalın.
