Merhaba sevgili İznik Gazetesi okuyucuları. Bu hafta sizlere bizzat benim yaşamış ve tanıklık etmiş olduğum genç bir kızın umutsuzluktan ve zor zamanlarından sonra başarıya giden bir hayat öyküsünü bir nebze de olsa dahi ibret olması bakımından siz değerli okuyucularım ile paylaşmak istiyorum.
Günlerden bir gün akşam saatlerinde dışarı da biraz olsun temiz hava alabilme umuduyla gezerken 21 yaşlarında kapalı bir o kadar sevecen ve bir o kadar da yorgun bakan gözleriyle insanlara mendil satma umudu ile kaldırım köşesine oturmuş bu kıza rastladım. Normal de pek huyum değildir lakin kızın bu durumu fazlasıyla dikkatimi çekmişti. Yanına yaklaşıp küçük bir miktar para verdikten sonra bir mendilini aldım ve bana sevecen bir yüzle baktıktan hemen sonra teşekkür etti. Oradan uzaklaşmak istedim sonuç olarak kendimce bir iyilik yaptığımı zannederek yürümeye başlayacaktım ki biraz durduktan sonra kızdan müsaade isteyip yanına oturup sordum. Neden bu geç saatte buradasın bu işi gündüz de yapabilirsin deyince gündüzleri üniversite ye gittiğini biraz da olsa harçlık anlamında para kazanmak için her akşam burada mendil sattığını söyleyince onu tebrik ettim ve kızın bu durumuna gerçekten üzülmüştüm. Biraz daha sohbet ettikten hemen sonra ailesinin durumun pek iyi olmadığını babasının çok zor durumlar da onu okuttuğunu öğrenince bir mendil parasından çok daha fazla yardım etmek istediğimi onu kırmadan söyledim. İlk başta kabul etmedi tabi ki ısrar etmeme dayanamayıp bu teklifimi kabul etmişti o gece.
Telefon numarasını alıp onu en kısa zaman da arayacağımı söyledikten hemen sonra müsaade isteyip kalktım ve bir an duraksayıp bana baktıktan sonra gerçekten bana yardım edecek misin diye sordu masum gözleriyle bakarak. O anda bir kez daha içim parçalanmıştı. Ona bir ümit vermiştim ve belki de bu onun için bir umut olabilirdi. Lakin her insanında yaptığı gibi acaba gerçekten yardım eder mi dercesine bakıyordu. Elbette yardım edeceğim diye söz verdikten sonra evime döndüm. Ertesi gün ailem ve yakın çevrem iş arkadaşlarım ile bu konuyu uzun uzun görüştükten sonra pek çok kişiden elimden geleni yaparım gibisinden sözler duydum. Bu sözler beni duygulandırmıştı. İnsanlık halen ölmemiş halen az bile olsa insan insana yardım eli uzatıyordu. Birkaç gün sonra bir miktar para toplayarak onu aradım. Parayı vermeden önce yaşadığı evi ve ailesini tanımak ciddi anlam da paraya ihtiyacı olup olmadığını anlamak istedim. Bir akşam yemeği için sözleştik ve o akşam yemeği belki de benim için ömrüm boyunca unutulmayacak kadar değerli bir geceydi. Evleri kira ve hani bir söz vardır ya köpek bağlasan durmaz cinsten bir yerdi. Üzülmüştüm acaba gerçekten para ya ihtiyacı var mı kuşkusu beslediğim için kendimden utanmıştım. Babası asgari ücret ile geçinen son derece iyimser bir insandı. Annesi beni kendi evladı gibi son derece güzel karşıladı. O akşam o evde güzel ibret dolu bir şeyi fark ettim sevgili okuyucularım. İmkanları kısıtlı ve yaşam şartları son derece zor olsa bile yine de mutlu olup şükrediyorlardı. Oysa ki biz insanoğlu küçük şeyler ile bile mutlu olmayı isyan etmeden şükretmeyi unutalı uzun zaman oldu sevgili okuyucularım. O gece den sonra bir kaç kez daha o kız ile görüştüm ve elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Şuan o kız üniversiteyi bitirmiş güzel bir mesleği olan ve artık kendi ayakları üzerinde duran bir insan. Ne zaman görüşsek bir araya gelsek senin hakkın ödenmez deyip bana teşekkürlerini sunuyor. Şu sıralar zamanında benim ve çevremdeki güzel insanların yaptığı gibi yardıma muhtaç insanlara yardım eli uzatıyor. Küçük bir yardım bile belki de nice insanın hayatını değiştirebilir. Tıpkı bu başımdan geçen bu güzel bir anı gibi. Şu sıralar insanlar elinde olan şeylerin kıymetini bilemeden her zaman daha iyisini istiyor. Daha pahalı bir giysi veya telefon ve sayısız nice şeyler. Oysa ki biz ne zaman unuttuk insanlara yardım eli uzatmayı ve küçük şeyler ile de mutlu olmayı? Umarım siz değerli okuyucularım bir gün sizde yardıma muhtaç olan bu kız gibi nice insanlara yardım eli uzatırsınız. Bir sonra ki köşe yazım da görüşmek üzere.