Kenan YEŞİLYURT’un kaleminden…
Portekiz’in Atlas Okyanusu kıyısında başkenti Lizbondayım. Kentin kurulmuş olduğu tepelerden birin de Kayserili dünyanın ünlü zenginlerinden Calouste Sarkis Gülbenkyan vakfı binaları karşıladı beni. Müze, konferans Salonu,kütüphane ve çalışma salonlarından oluşan bir kompleks görüntüsündeydi.
İznik Çinilerinin peşinden buraya gelmiştik. Dünyanın en iyi İznik çinilerini toplayan birkaç koleksiyonerden biriydi Gülbenkyan. Bunu oluşturabilmek içinde servetinden yüklü bir miktarda İznik Çinlerine ayırmıştı. Londra da öğrencilik yıllarında İngiliz asillerinin evlerinde, ve Antikacılarda gördüğü İznik çini örneklerinden sonra ilgisi başlamıştı. Ve İstanbul a geldiğinde toplamağa devam etti koleksiyonunun parçalarını.
Müzeye girişte sizi satış standında, İznik çini motiflerinden esinlenerek hazırlanmış çeşitli objeler karşılıyor. Kahve Fincanları, ayraçlar, Kravatlar, yelpazeler ,aynalar…
Tabi en önemlisi de İznik üzerine hazırlanmış farklı dillerde büyük boy İznik Kitabı.
“Calouste Gulbenkian Müzesi” çeşitli bölümlerden oluşuyor. Müzede eski Mısır, Mezopotamya – Asur, Yunan – Roma, İslam, Ermeni, Uzakdoğu, Avrupa sanatının fildişi, resim, heykel, madalya, el yazması sanat kitapları, gümüş takımları sergileniyor. Müzede Selçuklu, Osmanlı sanatından 3- 4 salonda ise İznik çinilerinden eşsiz örnekler dikkati çekiyor.
Çoğunlukla İznik tabakları olmakla birlikte ,Vazolar, Sürahiler, maşrapalar dan oluşmakta. Batı da bu tabaklar Avrupa pazarına satılmış veya Türkiye de yabancı diplomatlarca satın alınmıştı. Gülbenkyan da bunları bir şekilde toplamış koleksiyonuna dahil etmişti. Eşsiz İznik çinilerden bir örnek..
Maşrapa: 1550 yılı yapımı, (30 x 16.5 cm), somon ve toprak renklerinin yanı sıra, Sultan 1. Ahmet Camisi’ndeki çiniler gibi beyaz, gri, mavi, lavanta, menekşe renkleri de yer alıyor. Doğal çiçek renklerinin yer aldığı, Batı’da “Hanap” denilen bu maşrapalar Avrupa pazarına satılmış ve Türkiye’deki yabancı diplomatlarca satın alınmıştır. Müzedekilerden sadece biriydi bu….
Bunların yanında nerelerden elde edinildikleri açıklanmayan (İlerde iade edilmesi istenmesine karşı önlem olarak) duvar karoları vardı. Bunlar sanırım ülkemizdeki camilerden bir şekilde elde edilmiş duvar karolarıydı
Ve ne yazık ki yaratan toraklarından koparılmış, Yaban ellerde İznik gölünün tatlı nağmelerini dinlemek yerine, Okyanusun hırçın dalgalarını dinlemek zorunda bırakılmış birer öksüz çocuk gibi boyunları büküktüler. Bekliyorlardı yaratan toprakların onları tekrar bağrına basmalarını ümitle ve de sabırla
Peki kimdi bu Mr. Five Percent’ (Bay Yüzde Beş) ?
Osmanlı vatandaşı bir İstanbul Ermenisi olan Calouste Sarkis Gülbenkyan, Londra’da jeoloji mühendisliği okudu, petrol üzerine çalıştı. Geri döndüğünde Sultan Abdülhamit’in talebi üzerine araştırmalar yaptı ve kendisine Mezopotamya’da petrol bulunduğunu belirten bir rapor sundu. Bu çerçevede, 1912’de Irak petrol yataklarını işletmek üzere, Royal Dutch Shell’in % 5 hissesinin sahibi olması nedeniyle Gülbenkyan’ın adı ‘Mr. Five Percent’ (Bay Yüzde Beş) olarak anılmıştır.
Türk Petrol Şirketi’ni (Turkish Petroleum Company) kuruyor. Şirketin hisselerinin yüzde beşi kendisinin olduğu için bu lakabı alıyor. Şirketin diğer sahipleri ise Deutsche Bank, Anglo Saxon Oil Company ve National Bank of Turkey oluyor
1930’lu yıllardan itibaren hayatının sonuna kadar Gülbenkyan, ilgisini sanat koleksiyonculuğu üzerinde yoğunlaştırmıştır. 1942’de II. Dünya Savaşı‘nın ortasında Fransa’dan kaçıp tarafsız Portekiz‘e yerleşme kararı almış, Gülbenkyan, dönemin Portekiz başkanı Salazar ile çalıştı, paranın çoğu orada, Portekiz’de harcandı.
Gülbenkyan hayatının Son yıllarını (1942 – 1955) geçirdiği Lizbon’da 86 yaşında öldü. Külleri, annesi ile babasının anısına Londra’da yaptırdığı, St. Sarkis Kilisesi’ne konuldu. 6000 parçalık paha biçilmez koleksiyonunun tamamını tek bir çatı altında toplamaya dönük çalışmalar üzerinde yoğunlaşmıştır. Lizbon merkezli Calouste Gülbenkyan Vakfı‘nı kurmuş, müze hayali ise 1955’deki ölümünden sonra gerçekleşmiştir.