On günlük tatilin ilk altı günü Bayram öncesine gelince, bayram yerine insanlarımız tatil yaptılar.
İznik, bayram süresince ölümlü kazalar dışında sakin geçti.
Göl kenarı yine kalabalıktı, yine hareketli idi, ama tat toktu. Düzensizlik, yarım kalmış yollar, keşmekeş trafik yine ön planda idi.
Bayramın ilk günü İznik sessiz bir şehirdi. Diğer günler eh işte kendisini bulmaya çalıştı.
Ramazan Bayramı da, Kurban Bayramı da çocuklar için pek farklı değildi. Çocukların konu komşuyu dolaşıp “şeker toplama” olayı biraz boyut değiştirmişe benziyor. Uyanık çocuklar şeker kabul etmiyorlar, “bana para ver” diyorlar. Yani en küçük yavrular bile artık “para” diyor, demek para şekerden tatlı.
Tabii bizim sempte bayram seyran demeden mahalle köpeklerimiz “hav hav-hev hev” nidaları ile huzur kaçırmaya devam ettiler. Köpek sahipleri bu havlamalardan hiç rahatsız olmuyorlardı. Nedenini bilmiyorum ama aynı dili paylaşıyorlar gibi geldi bana.
Bayramın bir güzelliği ailelerin bir araya gelebilmeleri oluyor. Evlatlar, torunlar bir arada olmak güzel şey. Hele yaşları birbirine yakın torunların birbiri ile oynaması daha bir güzellik tablosu.
Bilmem, biz yaşı ilerlemiş insanların bayramlarda hatırlarının escort izmir sorulması, eş-dost, hısım-akraba tarafından ellerinin öpülmesi, yaşlıları mutlu eden davranışlar.
Bu yazıyı bayramdan sonraki gün evimin balkonundan yazıyorum. Şehir içi münibüs yine geçiyor, yine boş. Etraftaki inşaatlarda çalışmalar başladı, demir sesi, çekiç sesi, makina gürültüleri. Beş gün öncede böyle idi. Bayram geldi, gitti. Hayat aynen devam ediyor.
Arife günü eşimin doğum günü idi. Çocuklarla birlikte kutladık, eşim bana takıldı. “Bir şey almadın” dedi. Bende takıldım tabii “Hayatımı verdim” daha ne istersin dedim, duygulandı, devam etti espriye “yaşlanmaya hediye alamam” dedim. Tabii sen daha gençsin, yaşını göstermiyorsun deyince hanım hoşnut oldu.
Bayramda gelen-giden sağ olsun, kısa sohbetler de bulunmakta güzel oluyor. Özellikle de bu sohbetlerde siyaset dışı ve geçmişe dönük hatıraların canlanması daha bir güzellik katıyor.
Bayramdı, seyrandı ne olursa olsun, hayatı iyi güzel tarafından yaşayabilmek önemli. Dahası böyle özel günlerde insanları ne olursa olsun kucaklayabilmek önemli. Efendim, o şöyle idi, bu böyle idi. Hayır, öyle şey olmaz.
En güzel duygularla kucaklaşabilmek.
İşte bayram bu.
Hani “sağ olana hergün bayram” sözünün amacı da sonucuda bu. Evet hayat bayram olsa. Niye olmasın.
Hoşça kalın.
